28 Şubat 2015 Cumartesi

Ahmet Kural Kimdir

Kardeş payı dizisiyle ünlenen Ahmet kural 1982 yılında kütahyada doğdu. Tiyatro sahnesinde'de boy gösteren ahmet kural, Asıl çıkışını kardeş payı dizisinde yapmışdır

10 Kasım 1982 tarihinde emniyet müdürü babasının görev yeri olan Kütahya'da dünyaya geldi. Konservatuvarda okuyan ablasının etkisiyle oyuncu olmaya karar veren Kural, lise yıllarında tiyatro çalışmalarına katıldı, Selçuk Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema bölümünü bitirdi ve Bilkent Üniversitesinde master yaptı Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde oyunculuk eğitimi aldı.
 
Eğitimine devam ettiği sırada Levent Kırca-Oya Başar Tiyatrosu kadrosuna dahil oldu. Tiyatro çalışmaları sürerken Fikrimin İnce Gülü adlı dizi ve TRT'de yayınlanan Evimin Erkeği adlı dizilerde aldığı rollerle televizyonda görünmeye başladı. Ardından Gazi adlı dizide başrol oynamaya başladı ancak rating'lerin düşük olması nedeniyle dizi 19. bölümden sonra yayından kaldırıldı. Aynı yıl içinde Güneşin Oğlu adlı sinema filminde Haluk Bilginer, Köksal Engür, Hümeyra ve Özgü Namal ile birlikte rol aldı. Ardından Ramazan Güzeldir adlı dizinin bir bölümünde oynadı.
 
2010 yılında Selçuk Aydemir'in yönettiği Çalgı Çengi adlı sinema filminde Murat Cemcir ile başrolde oynadı. 28 Haziran 2012 tarihinde Star TV'de yayınlanmaya başlayan İşler Güçler adlı dizinin başrollerini Murat Cemcir ve Sadi Celil Cengiz ile paylaşmıştır. Daha sonra Düğün Dernek adlı sinema filminde de Murat Cemcir'le başrolleri paylaştı.
 
Günümüzde ise, ilk bölümü 13 Şubat 2014 tarihinde yayınlanan Kardeş Payı dizisinin başrolünü Murat Cemcir ile paylaşmaktadır.

Etiketler: Ahmet kural dizileri , Ahmet kural kardeş payı , Ahmet kural sevgilisi ,Ahmet kural ölürüm

Ahmet Hakan Kimdir ?

Hürriyet gazetesi yazarlarından Ahmet hakan , 1967 yılında yozgat'da dünyaya geldi. 1995'yılından 2003 yılına kadar Kanal 7 ekranlarında haber sunuculuğu yapdı. Şuan 48 yaşında olan ahmet hakan hürriyet gazetesinde çalışmaktadır

Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun, 11 Ağustos 1967’de Yozgat’ta dünyaya geldi. Müftü olan babasının devlet memurluğu şartları nedeniyle Ağrı, Amasaya, Çanakkale, Balıkesir gibi çeşitli illerde çocukluk yıllarını geçirdi. Lise öğrenimini İmam Hatip’te tamamladıktan sonra, birkaç yıl Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde okudu. Üniversite yıllarında çeşitli hikayeler yazan ve bazı hikayeleri ‘Yedi İklim’ dergisinde yayınlanan Ahmet Hakan’ın gazetecilik serüveni 1993-1994 yıllarında İstanbul’a gelmesi ve TGRT’ye muhabir olarak alınmasıyla başladı.‘Yankı’ adlı haber programının ekibinde görev aldı. Bu sırada Kanal 7 Televizyonu kurulma aşamasındaydı. Ahmet Hakan da kanalın açılmasıyla kadroya dahil oldu. Bir süre muhabir olarak çalıştıktan sonra 1995’ten 2003 yılına kadar Kanal 7’de haber müdürlüğü ve haber sunuculuğu yaptı. Yine aynı kanalda ‘İskele Sancak’ adlı programa imzasını atan Ahmet Hakan, bu programın sunuculuğunu da üstlendi. Daha sonra Yeni Şafak Gazetesi’nde yazarlığa başlamasının ardından sırasıyla Sabah Gazetesi ve Hürriyet Gazetesi’nde yazıları yayınlandı. Ahmet Hakan halen Hürriyet Gazetesi’nde köşe yazarlığına devam ediyor.

Etiketler: Ahmet hakan köşe yazıları , Ahmet hakan hürriyet , Ahmet hakan yazısı , Ahmet hakan bugün'kü yazısı


Ahmet Davutoğlu Kimdir

Dış işleri Bakanı görevinde'de bulunan Prof dr: Ahmet davutoğlu aslen Konya'lıdır . Recep tayyip erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle boşalan başbakan ve genel başkan koltuğuna oturan Ahmet davutoğlu , Sare davutoğlu ile evlidir. 


1 Mayıs 2009'da, Dışişleri Bakanı olarak TBMM dışından atandı. 58., 59. ve 60. hükümetler döneminde başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ve hem bakanlık hem de cumhurbaşkanlığı görevlerinde Abdullah Gül'e dış politika başdanışmanlığı yaptı. 24. Dönem Konya Milletvekili olarak TBMM'ye giren Ahmet Davutoğlu, evli ve dört çocuk babası olup; İngilizce, Almanca ve Arapça bilmektedir.


Eğitim hayatı nedir ? 


1959 yılında Konya'nın Taşkent ilçesinde doğan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra, 1983–84 eğitim öğretim yılında Boğaziçi Üniversitesi'nin Ekonomi ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümlerini çift ana dal programıyla(ÇAP) bitirdi. Aynı üniversitenin "Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler" bölümünde doktora yaptı.


Adalet ve Kalkınma Partisi


Ahmet Davutoğlu, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve dönemin Başbakanı Abdullah Gül'ün 17 Ocak 2003'te birlikte aldıkları ve 18 Ocak 2003'te Resmî Gazete'de yayımlanan kararla büyükelçi ünvanı verildi.
Davutoğlu, Gazze Savaşı'na çözüm getirmek için Türk Hükümeti'nin uyguladığı mekik diplomasisinin önde gelen aktörlerindendi. 1 Mayıs 2009'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Dışişleri Bakanlığı'na atandı.
28 Ağustos 2014 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi olarak cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte aynı tarihte resmi olarak 26. Türkiye Başbakanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanı olmuştur.

Etiketler: Ahmet davutoğlu kimdir , Ahmet davutoğlu kaç dil biliyor , Ahmet davutoğlu ailesi , Ahmet davutoğlu nereli 

Ahmet Çakar Kimdir ?

Sert çıkışlarıyla tanınan Ahmet çakar hakem'lik yapdığı dönemlerde önemli başarılara imza atmışdır. Hakemlik serüvenini 1997 yılında bitiren ahmet çakar, Aktif yayın hayatına şuan devam etmekdedir


Ahmet Çakar 1962 yılında Çankırı'da dünyaya geldi. 1980 yılında İstanbul Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra baba mesleğini devam ettirmek için İstanbul Üniversitesi'nde Tıp okudu; doktor olarak göreve iş hayatına başladı. Çakar, hakemlik kariyeri boyunca 100'ün üzerinde uluslararası maç ve derbi karşılaşması yönetti. Avrupa Şampiyonası'nda üst düzey maç yönetmiş iki Türk hakeminden biridir. Ayrıca Şampiyonlar Liginde görev yapan 3 Türk hakeminden birisidir.
Hakemlik kariyerini 1997 yılıdna noktaladıktan sonra, gazete  yazarlığı ile radyo ve TV'lerde yorumculuk yapmıştır. Uzun süre Telegol programında yorumculuk yapan Ahmet Çakar, 25 Şubat 2004'te hekimlik yaptığı sağlık ocağından çıkarken, vücuduna isabet eden beş kurşunla vurulmuştur. Vurulma sebebi ve vuran kişiler bulunamamıştır, fakat spor programlarında yaptığı yorumlardan kaynaklandığı düşünülmektedir.Taburcu olduktan sonra spor yorumculuğuna tekrar devam etmiştir. Şu anda Sabah'ta spor yazarlığı yapmaktadır. Kanaltürk'te yayınlanan Telegol programında futbol yorumculuğu,yapmaktadır. Daha önce ise FOX'ta yayınlanan Ahmet Çakar'la Şansa Bak adlı yarışma programını sunmuştur.
Etiketler: Ahmet çakar kimdir , Ahmet çakar vuruldu , Ahmet çakar kavga , Ahmet çakar nur yerlitaş


Adriana Lima Kimdir ?

Dünyaca ünlü manken Adriana Lima 1981 yılında dünyaya geldi. Adriana Lima 13 yaşında bir alışveriş merkezinde gezerken tesadüfen keşfedilmişdir

1.78 boyunda 89-58-86 ölçülerinde ve 54 kilodur. 13 yaşında bir alışveriş merkezinde dolaşırken keşfedilmiştir. 1994 yılında Brezilya'da modellik yapmaya başlamış, 1996 yılında Brezilya Ford Supermodel yarışmasında aldığı ikincilik ödülü ile güzelliğini tescillemiştir. Kısa bir süre sonra New York'a taşınmş ve Elite Model'le bir anlaşma imzalamıştır.
Taze kariyeri Vogue ve Marie Claire dergilerinin uluslararası versiyonlarında yer almasıyla yükselmeye devam etmiştir. Kendisi gibi Brezilya'lı olan Gisele Bundchen gibi Guess defilesi kariyerindeki dönüm noktası olmuştur. Lima'nın Victoria's Secret defilelerinde boy göstermesi ününe ün katmıştır. Maybelline, Bebe, Mossimo gibi markalarla çalışmış Elle, Harper's Bazaar gibi moda dünyasının en önemli dergilerine kapak olmuştur. 2001 yılında Lima BMW'nin popüler kısa online filmlerinden olan 'The Follow' da rol almıştır. Adriana Lima bugün Gisele Bundchen ve Kate Moss'tan sonra dünyanın en çok kazanan 3. mankenidir.
Etiketler: Adriana lima aldatıldı , Adriana lima boy kilo , Adriana lima acun ,Adriana lima makyajsız hali

Adnan Menderes Kimdir

Başbakan koltuğunada oturan Adnan menderes 1961 yılında idam edilmişdir

1899 yılında Aydın’da doğdu. Babası İzmirli Katipzade İbrahim Ethem Bey, annesi Aydınlı Hacı Alipaşazadeler’den Tevfika Hanım’dır. Anne ve babasını küçük yaşta kaybetti. Onu anneannesi büyüttü. Tahsil hayatına, İzmir İttihat ve Terakki Mektebi’nde başladı. Kızılçulu Amerikan Koleji’nde okurken, misyonerlerle başı derde girdi. Çeşitli mercilere müracaat etti. Müracaat ettiği makamların birinin başında, Celal Bayar vardı. Bayar’la böyle tanışmış oldu.

ANKARA HUKUK FAKÜLTESİNİ BİTİRDİ

Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Birinci Dünya Savaşı sırısında yedeksubay olarak askerliğini yaptı. Aydın’da bazı arkadaşlarıyla birlikte, Ayyıldız Çetesi’ni kurdu. Daha sonra Söke’de, Piyade Alay Yaveri olarak, savaşa katıldı. Savaştan sonra İstiklal Madalyası aldı. Ali Fethi Okyar tarafından 1930 senesinde kurulan Serbest Fırka’nın Aydın teşkilatını kurarak başkanı oldu.

1946'DA DEMOKRAT PARTİ KURULDU

Bu parti kapatılınca, CHP’ye girdi. 1931 yılında, bu partiden, Aydın milletvekili seçildi. 1945 senesine kadar, TBMM’de komisyon raportörlüğü yaptı. O yıl Saracoğlu Hükümeti’nin gündeme getirdiği Toprak Kanunu tasarısını şiddetle tenkit ederek, komisyondan istifa etti. Partide yaptıkları muhalefetten dolayı, 12 Haziran 1945’te, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile birlikte, CHP Disiplin Kurulu tarafından ihraç edildiler. Bunun üzerine Celal Bayar da hem partiden hem de milletvekilliğinden istifa etti. Bu hareketler, Demokrat Parti’nin 7 Ocak 1946’da kurulmasına sebep oldu.
Etiketler: Adnan menderes kimdir , Adnan menderes idamı , Adnan menderes neden idam edildi , Adnan menderes üniversitesi 



27 Şubat 2015 Cuma

Albert Einstein Kimdir ?

Atomu bulan dünyaca ünlü teorik fizikçi albert einstein,Almanya vatandaşıdır. 14 mart 1879'da dünyaya gelen einstein,1955 yılında hayatını kaybetdi. Atomu bulmasıyla dünyaca tanınan albert einstein'in birçok kitabı vardır 

Albert Einstein, 14 Mart1879 yılında Almanya'da Württemberg'de doğdu. 1880 yılının Haziran ayında ailesi Munich'e taşındı. Babası Hermann ve abisi Yakob burada Einstein&Cie adında bir elektrik mühendisliği ile ilgili bir şirket kurdular. Einstein, konuşmaya geç başlaması dışında normal bir çocukluk geçirdi. 1884 yılında eğitimi için özel dersler ve 1885 yılında da keman dersleri aldı. Aynı yıl Yahudi olduğu halde Munich'deki Katolik Okulu'nda eğitimine başladı.
Einstein okula başladıktan sonra okuldaki sıkı disiplinden ve ezberci anlayıştan rahatsız olmaya başlamıştı. Ama okul ile hoşnutsuzluğuna rağmen yüksek notlar alıyordu. Birinci sınıfı atlamıştı ve çoğu dönemde sınıfında birinci olmuştu. 1888'de yine bu şehirdeki Luitpold Gymnasium'a geçerek eğitimine devam etti. Eğitim hayatından hoşlanmıyordu. 1894 yılında ailesinin iflası sonucu İtalya'ya yerleştiler.Bugünkü adı "ETH Zürich" olan "Swiss Federal Polytechnic Enstitüsü"ne gitmek için başvurdu ancak giriş sınavında başarısız olduğu için, İsviçre'de Aarau'da eğitimine devam etti.Babasının istediği gibi elektrik mühendisi olamayacağını anladı. İki yıl sonra 1896'da "Swiss Federal Polytechnic Enstitüsü"ne matematik ve fizik öğretmeni olmak için gitti. Maxwell'in "Elektromanyetik Teorisi" üzerinde çalıştı. Bu okulda tek kadın öğrenci olan Mileva Maric ile tanıştı. Evlenmek için ailesiyle tanıştırdı ancak Mileva'nın yaşının büyük olması ve Yahudi olmamasından dolayı annesi evliliğe karşı geldi. Mileva'nın evlilik dışı hamile kalmasıyla doğan kızlarını evlatlık olarak vermek zorunda kaldılar.Ardından 21 Şubat 1901'de İsviçre vatandaşlığına başvurdu ve kabul edildi. Mayıs 1901'den, Temmuz 1902'ye kadar Winterthur ve Achaffhausen'de özel ders verdi.Öğretmenlik için başvurduğu yerlerden çok genç olması nedeniyle olumlu cevap alamıyordu. Sonra İsviçre'nin başkenti Bern'e gitti. Geçimini sağlamak için matematik ve fizik dersleri vermeye devam ediyordu. Bernese'deki "Akademie Olypia"ya katıldı. Bu sırada birçok bilim adamıyla tanışma fırsatı buldu. Kariyeri için önemli bir adımdı. Ardından teknik asistan olarak İsviçre Patent Ofisi'nde işe başladı. Einstein, mucitlerin patent alabilmesi için yaptıkları aletimini yapıyordu. Cihazların farklılıklarını ve zayıf yönlerini görerek, nasıl düzeltebileceği üstünde çalışıyordu. Bazen o kadar çok değişiklik yapması gerekiyordu ki alet artık onun tasarımı haline bile gelebiliyordu.6 Ocak 1903 tarihinde ailesinin tüm karşı gelmelerine rağmen okul yıllarında tanıştığı Mileva Maric ile evlendi. Kendisi de bir matematikçi olan Milena Maric ile birçok ortak noktaya sahipti. 1904 yılında ilk oğlu Hans Albert, 1910 yılında da ikinci oğlu Eduard doğdu. İleriki yıllarda Eduard şizofreni teşhisiyle Zürich'deki bir akıl hastanesine yatıldı ve hayatını da burada kaybetti. Albert ise ileriki hayatında California Üniversitesi'nde profesörlük yaptı.903 yılında artık İsviçre Patent Ofisi'deki işinde ilerlemeye başlamıştı. Makina Teknolojisine hakim bir duruma gelmişti. Bir yandan Max Planck'ın kuantum teorisi üzerinde çalışıyordu.1905 yılında Zürich Üniversitesi'de "A New Determination of Molecular Dimensions" adlı doktora tezini verdi ve doktor ünvanını aldı.1933 yılında Almanya'da Nasyonal Sosyalist Partisi'nin iktidara gelmesiyle yasalar yüzünden çalışmalarına izin verilmeyen 40 bilim adamı adına Mustafa Kemal ATATÜRK'e bir mektup yazarak onların Türkiye'de çalışmalarına devam etmelerini istemişti. Atatürk bu isteği kabul ederek İstanbul Üniversitesi'nde çalışma imkanı tanımıştı.Bu dönem Einstein'a İsrail Başbakanlığı teklif edildi ancak Einstein teklifi kabul etmedi. Dr. Chaim Weizmann ile Jerusalem Musevi Üniversitesi'ni kurdu.1945 yılında Roosvelt'e yazdığı mektupta nükleer silahların yapılabileceğinden bahsetti. Daha sonra nükleer silahların oluşumuna ve kullanılmasına neden olduğu için büyük pişmanlık duyduğunu hep dile getirdi. Hayatının geri kalanında da Atom Bombası'nın kullanım şeklinden rahatsızlığını dile getirerek, buna karşı bir tutum izledi.1948 yılında Brendeis Üniversitesi'nin komitesinde görev aldı. 18 Nisan1955 yılında 76 yaşında iç kanama sonucu hayatını kaybetti. "Generalized Theory of Gravitation" adlı çalışması yarım kaldı.Ölümünden sonra otopsisini yapan Dr. Thomas Stoltz Harvey beynindeki anormaliyi fark etti. Paryetal lobunun normal insanlarınkinden %15 daha büyük olduğunu keşfetti. Beynin bu bölgesi matematik ve görsel yetenekle ilgili becerilerinin geliştiği bölge idi. Ayrıca
Einstein'nın beyninin normal insanlardan %73 daha kıvrımlı olduğu gözlemlendi.



Kitapları
*Görelilik; Özel ve Genel Kuram: Popüler Bir Yorum, 1920.
*Görelilik'in Anlamı, 1921.
*Tek Atomlu Đdeal Gazların Kuantum Kuramı, 1924.
*Brown Hareketi Kuramı Üzerine Araştırmalar, 1926.
*Siyonizm Hakkında, 1930.
*Niçin Savaş, 1933.
*Gördüğüm Kadarıyla Dünya, Denemeler, 1934.
*Felsefem, 1934.
*Fiziğin Evrimi, Leopold Infield ile birlikte, 1938.
*Otobiyografik Notlar, Denemeler, 1949.

Etiketler: Albert einstein Kimdir , Albert einstein sözleri , Albert einstein icatları , Albert einstein hayatı

Acun ılıcalı kimdir

1969 Yılında dünyaya gözlerini açan acun ılıcalının zorlu bir hayat hikayesi vardır. Genç yaşında Anne ve Babası'nı trafik kazasında kaybeden acun ılıcalı bu kötü durumun etkisinden uzun süre kurtulamamışdır. Kendi imzasını taşıyan projelerle zirveye tırmanan acun ılıcalı geçtiğimiz aylarda TV 8 'i satın alarak bütün projelerini TV8 ' televizyon kanalına taşımışdır. Acun ılıcalı hayat hikayesini anlatdı

1969’da Edirne’de doğdum. Babam (Ergün Ilıcalı) müteahhit, annem (İlknur Ilıcalı) kooperatifler il müdürüydü. Çok sosyal bir çocuktum. Edirne’de çok Roman arkadaşım vardı. Onlarla ekstrem hareketler yapıyordum. 9 yaşında sigara içmeye başladım.

Bayağı da içiyordum. Annem bir gün yatağımın altında yabancı sigaralar buldu. Öyle korktum ki sigara hayatım o gün bitti. Ağabeyimin okula gitmesini kıskanınca beni 5 yaşında okula yolladılar. Bu yüzden okulu hep oyun zannettim.

Kadıköy Anadolu’yu kazanınca İstanbul’da anneannemde kaldım. 10 yaşındaydım, annemi çok özlüyordum. Hafta sonları beni görmeye gelirdi, pazar akşamı dönecek diye ruhum sıkılırdı. Derslerden erken koptum. Annem çocuklarının yanında olmak için tayinini İzmit’e çıkarttı, İstanbul’a taşındılar.

Her gün trenle İzmit’e mesaiye gitti. Ders çalışayım diye beni odaya kapatırlardı. Ben kitaptaki harflerden lig kurar, onlara maç yaptırırdım. Bu lig 3 sene sürdü. Üniversite hayatım da 7-8 sene sürdü. Çocukluğum hiç bitmedi. Arkadaş grubum hala aynı, hala aynı muhabbeti yapıyoruz, aynı oyunları oynuyoruz.

“19 yaşında evlendim evimiz oyun salonu oldu”

19 yaşında evlendim. Bütün arkadaşlar bizim evde buluşmaya başladı. Ev oyun salonu oldu; bir tarafta tavla oynanırken iki masada king dönüyordu. Bir gece evi polis bastı, nasıl bir ihbar yediysek balkondan girdiler. “Bu kadar kızlı erkekli kalabalık ne yapıyorsunuz?” diye sordular.

O sırada king oynuyoruz, “Kusura bakmayın çocuklar” deyip gittiler. Bu arada da kızım Banu dünyaya geldi. Seda da ben de öğrenciydik, babam bakıyordu bize. Verdiği apartman aidatını harcıyordum. Eve gelen haciz kağıdı atılmış.

Bir gün televizyon seyrederken kapı açıldı, haciz memurları televizyonu alıp gittiler. Ama televizyonu teslim ettikleri yediemin bizim takımın kalecisi Kenan. Bir saat sonra televizyon geri geldi.

“Annemle babamın kaybı evliliğimi de bitirdi”

Annemle babam, kızım Banu’yu da alıp arabayla Bodrum’a gidiyordu. Akşam üstü kaza geçirdiler diye haber geldi. Hastane ziyareti yapacağımı zannederek arabayla kazanın olduğu Balıkesir’e gittim. Vardığımda gece saat 3’tü.

Danışmadaki adam annemle babamın öldüğünü söyledi. İnsanın aklını oynatacağı derecede ağır bir travma oldu. Öğrenciyim, 21 yaşındayım, evliyim, çocuğum var annemle babam bize bakıyor, bunları boşver; annem ve babamla aram olağanüstü iyiydi. Bir anda arkam boşaltı, boşluğa düştüm. Bir sene evden çıkmadım.

Hayatımdaki bu ağır travma evliliğimin de sonu oldu; eşimden boşandım. Daha sonra ben de ağır bir motosiklet kazası geçirdim. O kazada yanımdaki arkadaşımı kaybettim.

“Beş parasız kalınca arkadaşımın ailesinin ikinci oğlu oldum”

Annem ve babamdan kalanları iki senede tükettim. 21 yaşındaydım, Bağdat Caddesi’nde bir kot dükkanı açtım, battım. Gerçekten sıfır liram vardı. O dönem kurduğum arkadaşlıklar sayesinde paramın olmadığını hiç hissetmedim.

Üniversiteden arkadaşım Esat’larda kalmaya başladım. Erol Amca ve Emel Teyze’nin ikinci oğlu oldum. Tam sıfır parayla yaşamaya alışmışken Show TV macerası başladı. Esat’la havaalanına giderken Show TV’nin binasını gördük, İrfan Şahin o dönem Show TV’de mali kontrolördü.

Amcamın oğlu Bekir’in arkadaşı, bizim için İrfan Abi. “Hadi İrfan Abi’yi ziyaret edelim” dedik. İrfan Abi, bizi İlker Yasin’le tanıştırdı. İlker Abi ile bir muhabbete başladık. Futbolla kafa yediğimizi, sağlıklı insanlar olmadığımızı anladı. İrfan Abi’ye “Bu çocuklar bizimle çalışır mı, ama bana fazla kaliteli geldiler, belki çalışmazlar” diyor.

Kıyafetler 10 numara ama cepte bir kuruş para yok. İrfan Abi, bana söyledi, hemen Esat’ı aradım, “Oğlum maçlara bedava giriyoruz” dedim. “Kombine bilet mi aldın?” dedi, “Daha düşeşi geldi, sahanın içinde olacağız artık” dedim. Bu şekilde daldım Show TV’ye.

“Kendimi meşhur etmeye oynasaydım yok olmuştum”

Muhabirlikten beri amacım kendimi ön plana çıkarmaktan ziyade ortaya güzel bir şey çıkarmak oldu. Kendimi meşhur etmeye oynasaydım çoktan yok olmuştum. Show TV’nin ‘Yetenek Sizsiniz’in karşına ‘En Büyük Şov’u çıkarmasını mantıklı buluyorum. Benim karşıma yerli yeteneklerden bir program koysalardı etik olmayabilirdi.

Bir reality şovun bizi geçmesi imkansızdır diyemem, ama çok kolay değil. Show TV’den alacağım (50 milyon liradan fazla olduğu yazıldı) zerrece konsantre olduğum bir konu değil. Kimin Show TV’den alacağı kalmış ki?

Eğer bu alacakla ilgili ciddi bir stresim olmuş olsaydı alacağım bu kadar birikmezdi. Gelirimin çok iyi olduğu gerçek. Ama özel hayatını tamamen kaybetmiş, çocuklarına vakit ayıramayan bir insanolarak, bu kadar emeğimin karşılığında eğer para kazanıyorsam belli bölümünü kendi zevkime de ayırmam lazım diye düşünüyorum.

Ferrari almamın sebebi araba ve motosikleti seviyor olmam. Uçak almamın sebebi, çok seyahat ediyorum, belli rahatlık sağlıyor. Uçağı kiraya vererek onu ekonomik olarak da döndürebiliyorum. Teknemde fotoğraf çekilince üzülüyorum. Çünkü herkesin bunu alacak gücü yok.

“Eğlenceli bir babayım kızlarımı güldürüyorum”



3 kızım var, Banu, Leyla, Yasemin. Banu ilk evliliğimden olan kızım, 20 yaşında, Leyla 7.5, Yasemin 4 yaşında. Eğlenceli bir babayım, kızları eğlendirebiliyorum. Tabii kısa süre görebiliyorlar beni. O süreyi çok iyi değerlendirmeye çalıyorum, animasyonlar yaparak onları güldürüyorum. Belki de az gördüklerinden dolayı bana çok düşkünler.

Büyük kızım Banu bir melek. Küçükken bile şımarıklık duygusunun ne olduğunu hiç bilmedi. Hiç ağlamadı, hep güldü. Üniversite ve iflas yıllarımıza denk geldiği için onu anneannesi ve dedesi büyüttü, Allah razı olsun çok iyi yetiştirdiler Banu’yu. Banu bu yıl Acun Medya’da çalışmaya başladı.

Ufaklıklar Leyla ile Yasemin de iki tane eğlence makinası. Sürekli espri yapıp babalarını, etrafı güldürmek istiyorlar. Etrafı eğlendirmeye konsantre olan çocuk çok az bulursunuz. Leyla ve Yasemin şov dünyasında olmazlar; kızlarımın meşhur olmasını istemem ama sahne arkasında olacaklarına emin olabilirsiniz.

“Yeni projem çok uçuk bir şey olacak...”

Çok büyük riskleri rahatça göze alıp para kazanmasam da olur, namımız yürüsün diye birçok projeye girdim ve devamında da en çok geliri elde eden kişi oldum. Yakında izleyeceğiniz yeni projem çok uçuk bir şey. Yarışma olmayan, değişik formatta bir program. Sıradan vatandaşı mutlu etmek üzere çok hayırlı bir proje.

Hataları olan bir insanım, tabii ki pişman olduğum, yapmasaydım dediğim şeyler de vardır. Ben şeytanın en büyük özelliğinin kibir olduğunu biliyorum. O yüzden inşallah şöhretin ve maddi gücün getirdiği kibir tuzağına düşmem.

Çünkü ben bu dünyanın tek kelimeyle yalan bir dünya olduğunu düşünüyorum. Göz açıp kapatıncaya kadar hayatı yarıladım, bir daha açıp kapadığım zaman, belki de bir daha açamayacağım...


Etiketler: Acun ılıcalı kimdir , Acun ılıcalı adriana lima ,Acun ılıcalı nereli , Acun ılıcalı'nın serveti , Acun ılıcalı'nın eşi

Açelya Akkoyun Kimdir ?

Adana'da dünyaya gelen sanatçı açelya akkoyun Fenerbahçe lisesinden mezun oldukdan sonra, Tiyatro bölümünü tamamladı. Açelya akkoyun'un büyük çıkış yapdığı proje  kendisinin başrol oynadığı '' Böylemi olacakdı '' Dizisidir. Ayrıca oyuncu ve sunucu açelya akkoyun birçok reklamda'da kamera karşısına geçmişdir


1989’da Zülfü Livaneli ile birlikte Güneş Topla Benim İçin adlı müzik klibinde, 1994’de ise Ayhan Baran’la birlikte Türkiye’nin ilk opera klibinde rol aldı. Akkoyun, aynı yıllar televizyon dizilerinde de oynamaya başladı. 1992’de Son Söz Sevginin, 1993’de Çakalların İzinde, yine aynı yıl Suçlu Kim, 1995’de Mirasyediler, ve 1995’de Sessizlik adlı sinema filminde rol aldı. Akkoyun tiyatro, sinema ve dizi filmlerinin yanı sıra reklam filmlerinde de oynadı. Bunlardan bazıları: Pril, Luna, Akbank, İş Bankası ve Yeni Yüzyıl’dır.
1995 yılında 4x4 adlı yarışma programı ile sunuculuğa başlayan başarılı sanatçı, daha sonra 1998 Adana Film Festivali’ni ve 1999, 2000 Antalya Film Festivali Onur Ödülleri’ni sundu. 1994’de başladığı Mahallenin Muhtarları ve 1997’de başladığı Böyle mi Olacaktı adlı diziler ise televizyonlarda devam etmektedir.Halen yayınlanmakta olan Çocuktan Al Haberi adlı yarışmanın sunuculuğunu yapan Akkoyun, 1998 yılında tiyatro sanatçısı Civan Canova ile evlendi. 

Etiketler: Açelya akkoyun kimdir , Açelya akkoyun'un oynadığı diziler nelerdir , Açelya akkoyun böylemi olacakdı dizisi , Açelya akkoyun kiminle evli 

Basınç Nedir ?

Fizikde temel ve önemli konulardan biridir basınç. Bulundukları yüzeye kuvvet uygularlar

Fiziğin temel konularından biri de basınç ve basınç kuvvetidir. Peki, basınç nedir? Basınç, bir yüzey üzerine etkide bulunan dik kuvvetin, birim alana düşen miktarına denir. Katı, sıvı ve gazlar ağırlıkları nedeniyle bulundukları yüzeye bir kuvvet uygularlar. Bu kuvvetin kaynağı ne olursa olsun birim yüzeye dik olarak etki eden kuvvete basınç (P), bütün yüzeye dik olarak etki eden kuvvete ise basınç kuvveti (F) denir.

Etiketler: Basınç nedir , Basınç ne anlama gelir , Basınç birimleri nedir , Basınç kaldırma kuvveti 

Baş Dönmesi Nedir ?

Baş dönmezi günlük yaşantımızda sıkça karşılaştığımız rahatsızlıklardan biridir. Baş dönmesinin altında ciddi sağlık sorunları yatıyor olabilir

En sık görülen nedeni orta-iç kulak bölgesindeki enfeksiyonlar. Özellikle iç kulağın virüs enfeksiyonları çok ciddi bir baş dönmesi sorunu yaratabiliyor. "Oturma pozisyonunda veya ayaktayken normal dengenin sağlanamaması hali" diye tanımlayabileceğimiz baş dönmesi ne iyi ki çoğu zaman önemsiz sebeplerle ortaya çıkıyor ve kısa sürede kendiliğinden düzeliyor.   

Baş Dönmesi Nasıl Oluşur ?   

Seyrek de olsa, baş dönmesi bazen ciddi bir sebepten de kaynaklanabiliyor. Örneğin kan basıncındaki ani düşmelerde beyne yetersiz kan ve oksijen gitmesi sonucu baş dönmesi ortaya çıkıyor. Baş dönmesine neden olan diğer ciddi durumlar arasında kalp kapakçığı hastalıkları (Aort darlığı), kalp krizleri, şiddetli hipertansiyon atakları veya kritik düzeye inmiş kan basıncı durumları sayılabilir. Baş dönmesinin bir nedeni de içkulakta yer alan denge organının iyi çalışmamasıdır. Denge mekanizması, göz hareketlerini de kontrol ettiği için, vertigoda çevre dönüyormuş gibi de hissediliyor. Baş dönmesinin en sık görülen nedenleri arasında iç kulakta yerleşen virus enfeksiyonları gösteriliyor.


NEDENLERİ ÇOK FARKLI

Baş dönmesinin pek çok sebebi var ama en sık görülenleri şunlar:

 •  Şiddetli ağrılar
 •  Sık ve derin solunum yapılması
 •  Baş ağrısı atakları
 •  Yaralanmalar
 •  Korku ve heyecan halleri
 •  Kan basıncının aniden düşmesi
 •  Öksürük nöbetleri
 •  Uzun süreli yatar pozisyondan aniden ayağa kalkmak
 •  İçkulağın viral enfeksiyonları
 •  Psikolojik sorunlar
 •  Beyin ve beyincik tümörleri
 •  Fazla alkol almak
 •  Boyundaki karotit sinüse baskı yapan durumlar (gömlek yakasının çok dar olması gibi)
 •  Sakinleştiriciler, bazı kalp ilaçları, antikonvülzanlar, aspirin, dilantin, narkotikler, tansiyon düşürücü gibi ilaçlar
 •  Kalp atım hızının dakikada 30'dan daha az ya da 200'den daha fazla olması
 •  Klasik migren atakları
 •  Madde bağımlılığı
 •  İlaç alerjileri
 •  Ortakulak cerrahisi veya travmasını takiben,
 •  Kulak zarı yırtılması, kulak hastalıkları
 •  Görme problemleri

NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURMALI?

 •  Eğer baş dönmesi ile birlikte,
 •  Bilinç kaybı varsa,
 •  Oda ve eşyalar kişinin etrafında dönüyorsa,
 •  Baş dönmesi günlük aktiviteleri engelliyorsa,
 •  Baş dönmesi ilaç kullanımıyla birlikte başlamışsa,
 •  Göğüs ağrısı, uyuşukluk gibi bulgular varsa

Beklenmeden doktora başvurmak gerekiyor. Baş dönmesi sorununuz birkaç saatten hele birgünden fazla sürerse mutlaka bir doktordan yardım isteyin.

Etiketler: Baş dönmesi nedir , Baş dönmesi nasıl tedavi edilir , Baş dönmesi kimlerde görülür , Baş dönmesinin belirtileri nelerdir 


Baş Ağrısı Nedir ? Nasıl oluşur

Günümüzde çoğu insan baş ağrısı sorunuyla karşılaşıyor. Baş ağrısının bir çok nedenleri vardır. Üzüntü ve stres'de baş ağrısının başlıca nedenleri arasındadır

1998 yılında Türkiye’de Baş ağrısı Epidemiyolojisi Grubu’nun yaptığı bir araştırmaya göre migrenli hastaların yüzde 75.4’üne, gerilim tipi baş ağrısı olan hastaların ise ancak yüzde 50’sine doğru teşhis konulabiliyor. Bu tür baş ağrılarıyla doktora başvuranlar sinüzit, boyun kireçlenmesi, yüksek tansiyon gibi gerçek dışı tanılar alıyorlar.

Baş ağrısı tedavisinde yaşanan bu karmaşa yüzünden hastalar doktor doktor dolaşıyorlar. Konunun uzmanı olan hekime ulaşmadan önce birçok hekimin muayenesinden geçen ve tedavi gören hastalar umutsuzluğa kapılabiliyorlar.
       
       Baş ağrısı hastasını en çok gören hekimlerin başında nöroloji haricinde, dahiliye, göz hastalıkları ve kulak burun boğaz uzmanları geliyor. Beyin cerrahisinin bu şikayetle gelen hatırı sayılı sayıda hastası vardır.
       
BAŞ AĞRILARININ BAŞLICA NEDENLERİ NELERDİR ?
       
Baş ağrısı birçok kişiyi korkutan bir problem. Ancak baş ağrılarının yüzde 10’u tümör kanama damar tıkanıklığı gibi organik sorunlardan kaynaklanıyor. Baş ağrılarının yüzde 90’ının ise çok değişik nedenleri var.
       
       Gerilim tipi başağrısı: Ağrı, boyun, yüz ve saçlı derideki kasların kasılması sonucu oluşur. Kasların kasılmasına neden olan nedir, tam olarak bilinemiyor. Stres, gerginlik, depresyon, kötü duruş-oturuş, boyun eklemleri kökenli sorunlar, çene eklemi hastalıkları sebep olabileceği gibi beyindeki bazı biyokimyasal değişiklikler de bu ağrıya zemin hazırlar. Aşırı kahve tüketimi, diş sıkma, gıcırdatma, uyku apne sendromu, uykusuzluk ya da depresyona bağlı olarak da baş ağrısı başlayabilir.
       
       Migren: Sebebi tam olarak bilinemiyor. Beyindeki sinirlerin, damarların beyindeki biyokimyasal maddelerin ve bazı çevresel etkenlerin migrende rol oynadığını biliyoruz. Migrende içten ta da dıştan gelen bir etkenle beyinin tümüne yayılan elektriksel bir aktivite oluşur. Bu aktivite sonucunda beyin damarlarında genişlemeye yol açan bazı biyokimyasal maddeler salınır. Sonuçta zonklayıcı tipte başağrısı ortaya çıkar. Hava değişimleri alkol,kırmızı şarap, çikolata, uzun süreli açlık, az ya da uzun süreli uyku, parlak ışıklar migren atağını başlatabilir.
       
DOKTOR'A MUAYENE OLMADAN İLAÇ KULLANMANIN ZARARLARI NELERDİR ? 
      
 Baş ağrısı hekime danışılmadan en fazla ilaç kullanılan şikayetlerin başında geliyor. Genellikle başı ağrıyan kişiler yakın çevrelerindeki kişilerin önerdiği ilaçları kullanıyorlar. Oysa bunun birçok önemli sakıncası var. Başağrısı nedeniyle sık ağrı kesici kullanımı bir müddet sonra ağrı kesicilere bağlı bir başağrısının gelişmesine yol açar. Bu da var olan başağrısının tedavisini daha da güçleştirir. Ayrıca yoğun ağrı kesici kullanımına bağlı başka rahatsızlıklar ortaya çıkar.
       
TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR ? NASIL UYGULANIR ?
      
 Gerilim tipi ve migren tedivisinde en yaygın yaklaşım ağrının ortaya çıkmasını engelleyecek bir ilaçla tedavi uygulanması. Devamlı ağrı kesici kullanımının önerilmediği belirtiliyor. Zira bu ağrı kesiciye bağlı başağrılarının ortaya çıkmasına neden olur. Migren atağı esnasında etkili bir ağrı kesici ve bulantıyı önleyici bir ilaç almak gerekebilir. Başa soğuk kompres uygulamak, baş ve boyun masajı yaptırmak,sessiz ve loş ışıklı bir ortamda dinlenmek ağrının giderilmesinde etkili olabilir. Gerilim tipi başağrısı olan kişilerin uyku düzenine dikkat etmesi, düzenli spor yapması, stresli durumlarla daha iyi başa çıkabilme teknikleri geliştirmesi önerilir.
       
BAŞ AĞRISI NE ZAMAN TEHLİKELİDİR ? 
     
  Ağrının ani başlaması ve dakikalar içinde en şiddetli hale gelmesinin bir beyin kanamasını düşündürebileceğine dikkat çekiliyor, günler haftalar öncesi başlayan ve giderek şiddetlenen, dayanılmaz hale gelen ağrılarda da beyin tümörü gibi kafa içi basınıcını arttıran hastalıkların akla getirilmesi gerekir. Ağrıya bilinç bulanıklığı, genel durum bozukluğu ya da yüksek ateşin eşlik etmesi akla yine organik sebepleri akla getirir. Bu durumda hemen bir hekime başvurmak gerekir.


       
       Baş ağrısı yakınması ile başvuran hastaya çok temel bazı sorular sorularak hastanın ilk etapta hangi bölüm tarafından muayene edileceğine karar verilip, karar verilemeyen olgularda da uzman hekimlere danışılması tavsiye edilir.
       
       Nöroloji, kulak burun boğaz ve göz hastalıklarının dışında diğer uzmanlık dallarından da teşhis ve tedavide destek alınınabilir. Psikiyatri uzmanları baş ağrısına neden olabilecek hastalıkları değerlendirip, özel testlerle hastanın kişilik özelliklerini belirleyerek, hastanın rahatlatılmasını sağlayacak teknikleri öğretirler. Diş hekimliği ve çene cerrahisi uzmanları ağrıya neden olabilecek ağız ve çenedeki hastalıkları araştırırlar. Beyin cerrahisi ise sekonder baş ağrılarıyla ilgilenir. Ağrı uzmanları tedaviye dirençli ağrılarda sinir blokajı adı verilen yöntemleri kullanır. Fizik tedavi uzmanları ise yarar görebilecek hastalara fizik tedavi uygular.

Etiketler: Baş ağrısı nedir , Baş ağrısı nasıl geçer , Baş ağrısı tedavi yöntemleri , Baş ağrısı ilacı , Kimlerde baş ağrısı görülür , 

Barut Nedir ?

Silahdaki merminin atılmasını ve birşeyin fırlatılması görevini yapan patlayıcı katı maddeye barut denir. 


BARUTUN YAPISI
Barutun karışımında % 70-80 potasyum nitrat (KNO3), % 12-20 odun kömürü, % 3-14 de kükürt vardır. Potasyum nitrat kömürle kükürtün yanması için gerekli oksijeni verir. Kükürtse barutun kolayca tutuşmasını sağlar. Kömürün yanmasından karbondioksit, kükürtün yanmasından da kükürtdioksit gazları oluşur. Geriye kalan potasyum sülfat, potasyum karbonat, potasyum sülfür gazlarından yüksek bir basınç elde edilir. Birdenbire ortaya çıkan bu basınç, ateşli silahlardaki merminin ileri fırlamasını gerçekleştirir.

BARUT'UN TARİHÇESİ NASIL OLUŞDU ? 
Avrupa’da barutu ilkin Friburglu Berthold Schwardz (1318 – 1384) adlı bir Alman rahip ve filozofun bulduğu sanılmaktadır. Schwadz, Venediklilerin kullandıkları ilk topları dökerek bu toplarda gülleleri uzağa fırlatmak için baruttan yararlandıysa da kimi tarihçiler, Avrupa 2da barutu Roger Bacon (1224 – 1294) adlı İngiliz bilginin bulduğunu ileri sürerler. Avrupa’da ateşli silahlarda barut ilk kez 13. Yy’da kullanılmaya başlandı. 14. Yy 2da da topçulukta kullanımı geliştirildi. Barutun bugünkü anlamıyla ilk olarak İngilizlerle Fransızlar arasındaki Cressy Savaşı’nda (1346) kullanıldığı bilinmektedir.

Kimya alanındaki ilerlemeler sonucu nitroselüloz ve nitrogliserinin elde edilmesiyle hafif dumanlı barutlar kullanılmaya başlandı. Daha sonra dumansız barut (1886) ve İsveçli kimyacı Alfred Nobel’in (1833 – 1896) bulduğu yüksek nitelikli patlayıcı bir madde olan nitrogliserinli barut kullanıldı. Bu yöndeki çalışmaların sürmesi sonucu barut günümüzde değişik silah türlerinde istenilen biçimde kullanılabilecek hale getirildi.

BARUT ÇEŞİTLERİ NELERDİR ? 
Barutlar; yapıldıkları maddeye, biçimlerine ve gördükleri işe göre çeşitlere ayrılır. 

Pamuk Barutu:
Pamuğun nitrik asit ve sülfürik asitle işleme tutulması sonucu elde edilen patlayıcı madde. Pamuk barutu, bir takım mermilerde ve elektrikli ateşleme aygıtlarında, alevi patlayıcı maddeye ulaştırmakta kullanıldığı gibi, yüksek nitelikli birtakım dumansız barutların yapılmasında da kullanılır. Pamuk barutu, içinde bol azot bulunan bir nitroselülozdur.

Kordayt barutu: 
Birtakım devletlerde sevk barutu olarak kullanılan ve pamuk barutu, nitrogliserinle bir çeşit madeni yağdan yapılan, çubuk biçiminde çift bazlı baruttur.

Öteki barut türleri:
Ağızotu barutu, ateş barutu, ateşleme barutu, çakıl barutu, çikolata barutu, taneli barut, esmer barut, imla barutu, ip barutu, iş’al barutu, kapsül barutu, keskin barut, lağım barutu, makarna barutu, mensûri (prizmatik) barut, mikrop barutu, tahrip barutu, top barutu, yaprak barutu vb.




Etiketler: Barut nedir , Barut neye yarar , Barut'un tarihçesi nedir , Barut'u kim icad etdi , Barut'un yapısı nedir

Bakteri Nedir ?

Bazı bakteriler zararsızdır. Bazı bakteriler ise hastalık oluşturmaktadır. Hastalığa sebebp olan baktreriler: patojen bakterilerdir

Bakteriler; tek hücreli mikroskobik canlılardır. Birçok bakteri türü zararsız olmakla birlikte bazıları sindirim gibi bazı işlevlerde faydalı canlılardır. Bir kısım bak­teri ise insanlarda, hayvanlarda ve bitkiler­de hastalık yapabilir. Bunlar Patojen bakteriler olarak adlandırılır. Normal olarak kan, beyin omurilik sıvısı gibi vücudun steril bölgelerinde hiç mikrop bulunmaz. Doğal olarak toprakta, bitkilerde, suda ve vücutta deri ve sindirim sistemi gibi bazı bölgeler­de bakteriler yaşamlarını sürdürür.

Etiketler: Bakteri nedir, Bakterinin zararları nelerdir , Bakteri ne anlama gelir 

Bağbozumu Nedir ?

Bağlarda üzümler olgunlaşdıkca toplanır ve satış için piyasaya sunulur. Ülkemizde bağ bozumu bölgelerin iklimlerine göre değişir

Bağbozumu mevsi­mi bölgenin iklimine göre değişir. Yurdu­muzda Adana çevre­sinde Ege Bölgesi’nde bağbozumu tem­muz ortalarında baş­lar, ağustosa kadar sürer. Bu bir buçuk aylık süre içinde çe­şitli cinsten üzüm veren bağların üzümleri toplanır. Bağbozumu ekimde başlar, kış başlarına kadar sürer.
Üzümlerin tam vaktinde toplanma­sına dikkat etmelidir. İyice olgun­laşmamış üzümler ekşi olur, çok ol­gunlaştıktan sonra toplanan üzüm­ler ise çabuk çürür.
Etiketler: Bağbozumu nedir , Bağbozumu nasıl yapılır , Bağbozumunda dikkat edilmesi gerekenler nelerdir

Bademcik İltihabı Nedir ?

Bademciklerde yok edilemeyen bakteriler ve virüsler vardır. Bu bakteriler ve virüsler çoğalır ve bademcik iltihabının oluşmasına neden olur. Ateş geçmiyor ve solunum güçlüğü yaşanıyorsa eğer vakit kaybetmeden doktora gitmek çok önemlidir

bademcik iltihabı bağışıklık sistemimizin bir parçası olan bademciklerde, yok edilemeyen bakteri ve virüslerin çoğalarak iltihaplanma meydana getirmesiyle oluşur. Bakteri ve virüsler bademciklerde büyüme, kızarma ve bazı hallerde beyaz sarı iltihap birikimine neden olur. Daha çok çocuklarda rastlanan bir durumdur. Bu rahatsızlığın insandan insana bulaşma özelliği de  bulunmaktadır. İltihaplanma kulağa da vurabilen boğaz ağrısı, yutkunmada zorlanma ve ağrı, vücutta ağrı, halsizlik, boyunda lenf bezlerinde ağrı ve şişme, ağız kokusu ve ses değişikliği gibi belirtilerle gösterir. Geçmeyen ateş ve solunum güçlüğü çekilen durumlarda, bir an önce doktora gidilmelidir. 


Bademcik iltihabı nasıl tedavi edilir ? 
Bu rahatsızlığın tedavisi, başka organlarda meydana getireceği komplikasyonlar nedeniyle ihmal edilmemelidir. Tedavideki amaç, enfeksiyonun yok edilerek belirtilerin ortadan kaldırılması ve olabilecek komplikasyonların önüne geçmektir. Tedavi sırasında sıvı alımının yeterli düzeyde olması ve ağız bakımının yapılması önemlidir. Ağız bakımını sağlamak için antiseptik gargara yapılması yeterli olacaktır. Bakteri kaynaklı iltihaplanmalarda antibiyotik kullanılması gerekir. Antibiyotik kullanılmasa da, bir hafta gibi bir sürede hastalık gerileme gösterecektir. Ancak antibiyotik kullanımı ağrıyı, ateşi, lenf bezlerindeki şişkinliği, romatizmal kalp iltihabı ve böbrek iltihabı gibi komplikasyonları önlemede faydalı olacaktır. Uygun olmayan durumlarda kullanıldığında hastalarda olumsuz etkiler yapabileceğinden, antibiyotik tedavisi doktor önerisiyle uygulanmalıdır. Antibiyotikler virüslere etki etmediği için, vücudumuzda yararlı bakterileri öldürerek, bağışıklık sistemine zarar verebilirler. Az miktarlarda ve yetersiz kullanımında, bakteriler direnç göstereceklerinden, tedavisi daha güç ve ağır geçen iltihaplanmalar oluşabilir ve boğaz enfeksiyonları sürekli olarak tekrarlanmaya devam eder. Sıkça bademcik enfeksiyonuna maruz kalan kişilerde, bademciklerde büyüme meydana gelebilir. Buda yemek yemeyi zorlaştırarak, solunumu güçleştirir. Aynı zamanda bademcik etrafında apse oluşumları meydana gelebilir. Bu durumda bademciklerin ameliyatla alınması söz konusu olabilir.
Bademcik iltihabında dikkat edilmesi gereken önemli hususlar nelerdir ? 
  • Hastaların yeteri kadar dinlenmesi sağlanmalıdır.
  • Alınacak su ve sıvı gıdaların miktarları arttırılmalıdır.
  • Ağza ve boğaza iyi gelecek olan, tuzlu suyla gargara yapılmalıdır. 
  • Vücut direncini arttırmak için, bol miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir.
  • Nefes almayı kolaylaştıracak, boğazdaki ağrıları hafifletecek pastiller kullanılmalıdır.
  • Kuru ortamlardan ziyade, nemli ortamlar tercih edilmelidir.
  • Kirli ortamlardan, sigara içmekten ve sigara içilen ortamlardan uzak durmak gerekir.
  • Düzenli beslenmeye dikkat etmeli, bol miktarda C vitamini içeren gıdalar tüketilmelidir.
  • Yiyeceklerin ve içeceklerin fazla sıcak ya da soğuk olmamasına dikkat edilmelidir.
  • Bulaşıcı özelliği nedeniyle, diğer insanlarla fazla bir arada bulunulmamalıdır.
  • El, yüz ve ağız hijyenine dikkat edilmelidir.
Etiketler: Bademcik nedir , Bademcik iltihabı nedir , Bademcik iltihabı kimlerde görülür , Bademcik iltihabı nasıl tedavi edilir , bademcik iltihabında düşmeyen ateş ,Bademcik iltihabının belirtileri nelerdir , 


Ayet Nedir ?

Ayetlerin olduğu Kuran - i kerim abdestsiz okunamaz. Ayet'ler yüce ALLAH'ın varlığını,birliğini ve kudretini açıkca belirtmektedir

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Biz sana apaçık âyetler (helâl ile haramı, doğru ile yanlışı açıklayan) indirdik. Onları fâsıklardan (kâfirlerden) başkası inkâr etmez." (Bekara sûresi: 99)

Kur'ân-ı kerîmde 114 sûre, 6236 âyet vardır. Âyetlerin sayısının 6236'dan az veya daha çok olduğu bildirildi ise de, bu ayrılıklar, büyük bir âyetin, bir kaç küçük âyet sayılmasından veya bir kaç kısa âyetin bir büyük âyet yâhut sûrelerin evvelindeki besmelelerin bir veya ayrı ayrı âyet sayılmasından ileri gelmiştir. (Ebülleys Semerkandî)

Âyet-i kerîmeler kısa ve tam tercüme edilemez. Müfessirler âyet-i kerîmeleri tercüme değil, uzun tefsîr ederek açıklamaya çalışmışlardır. (İbn-i Hacer-i Mekkî)

Âyet-i kerîme yazılı herhangi bir kâğıdın âyet kısmına abdestsiz dokunmamalı, o kâğıdı belden aşağı koymamalıdır. (Hâdimî)

Sübhâne rabbike âyet-i kerîmesini, sübhâne rabbinâ şeklinde değiştirmeden okumak lâzımdır. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

2. Allahü teâlânın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren alâmet, ibret, işâret.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:

Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde insanlara yarar şeyleri, denizde akıtıp taşıyan o gemilerde, Allah'ın semâdan indirdiği suyla ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde, deprenen her hayvanı orada üretip yaymasında, gökle yer arasında (Allahü teâlânın emrine) boyun eğmiş olan rüzgârları ve bulutları evirip çevirmesinde aklı ile düşünen bir kavm (topluluk) için nice âyetler vardır. (Bekara sûresi: 164)

3. Mûcize.

(Hakîkati) bilmeyenler (veya bilip de bilmez gözükenler); "Ne olur, Allah bizimle (senin hak peygamber olduğuna dâir) konuşsa, yâhut (bu hususta) bize bir âyet gelse" dediler. Onlardan evvelkiler de, tıpkı onların söyledikleri gibi söylemiş(ler)di. Kalbleri birbirine ne kadar da benzemiş. Bu hakîkatleri iyice bilmek isteyenlere âyetlerimizi apaçık göstermişizdir. (Bekara sûresi: 118)

Etiketler: Ayet nedir , Ayet nasıl okunur , Ayet nasıl meydana geldi , 

Ay Tutulması Nedir ?

Ay bazen kendi yörüngesinden çıkarak dünyaya yaklaşır. Buna ay tutulması denir. 

Ay kendi yörüngesinde dolanırken, kimi zaman Dünya'nın gölgesine girer. Buna Ay tutulması denir. Ay tutulması, dolunay zamanında ve ayın düğüm noktalarına yakın olması durumunda meydana gelir. Ay'ın Dünya'nın gölgesine girmesi ile Güneş'ten aldığı parlaklığı kaybetmesi neticesinde görülür.

Ay tutulması, yeryüzünün ayın ufuk çizgisinin üzerinde olduğu herhangi bir bölgesinden gözlenebilir. Ay'a karşı olan Dünya yüzeyine çarpan güneş ışınları Dünya'nın atmosferi tarafından kırıldığı için, Ay tutulmasında Ay tamamen kaybolmaz. Dünya etrafında kırılan ışıklarda mavi renk yutulduğu ve kırmızı renk yansıtıldığı için, Dünya'nın gölgesi kırmızı renkte görülür. Bu güçsüz ışık kalıntıları görünürlüğü mahalli atmosferik şartlara bağlı olarak Ay'ı tuhaf bir bakır renginde ortaya çıkarır.

Etiketler: Ay nedir , Ay tutulması nedir , Ay ne zaman tutulur , Ay tutulması çıplak gözle görülürmü 


Atasözü Nedir ?

Atalarımız'dan günümüze kadar gelen ve içinde anlam taşıyan sözlerdir

1- Halkın düşüncesini anlatır.
2- Ulusaldırlar.
3- Kişinin ruhuna hitap ederler.
4- Kesin tavırlıdırlar.
5- İnandırıcıdırlar.
6- Geniş halk kitlelerinin yüzyıllardan beri geçirdiği denemelerden ve bu denemelerden oluşan düşüncelerden doğmuşlardır.
7- Yalın sözlerdir,anlatımları açıktır.
8- Doğa olaylarının oluşunu bildirirler.
9- Ahlak aşılarlar,ahlaklı olmayı öğretirler.
10- Bir veya iki cümleden meydana gelirler.
11- Bir çoğunda mecaz vardır.
12- Atasözlerinde söz sanatları vardır.
13- Kelimelerin yerleri değiştirilemez.Değiştirildiği zaman değişik anlamlar ortaya çıkabilir.
14- Denenmiş sözler olduğu için doğruluğu herkes tarafından kabul edilir.

Etiketler: Atasözü nedir , Atasözlerini kimler kullanır , Türk atasözleri nelerdir